Küçük Prens Çevirilerindeki Çevirmen Kararları
Yrd. Doç. Dr. Necdet Neydim
Türkiye'deki çocuk edebiyatı tarihine baktığımızda, çeviri çocuk edebiyatının yenileşme çabalarının başladığı Tanzimat'tan bu yana merkezi bir yer tuttuğu görülür. Feodal kültürde ayrı bir çocuk edebiyatından söz edilemez. Edebiyat, ortak sözlü kültür ürünlerine (masallar, destanlar v.s.) dayanır. Modernleşme sürecine kadar Batı'da da ayrı bir çocuk edebiyatı söz konusu değildir ve çocuk edebiyatı, modernleşme ve sanayileşmenin zorunlu kıldığı bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Aynı süreç modernleşme eğilimlerinin başladığı Tanzimat'tan bu yana Türkiye'de de geçerlidir ve bu süreçte çeviri çocuk edebiyatının yeri hep merkezi bir konumda olmuştur.
Çocuk edebiyatı dediğimizde, yetişkin edebiyatıyla benzerliklerinin yanında, kendine özgü özellikler içeren bir alandan söz ediyoruz demektir. Yazarı, çizeri, editörü, yayıncısı yetişkin olan bir alandır bu. Aynı durum, çeviri çocuk edebiyatı için de geçerlidir. Çevirmeni, editörü ve yayıncısı yetişkindir. Bir yapıtın yazınsal değer taşıyıp taşımadığına karar veren de yetişkindir. Metnin çocuğa göreliğini, yararlarını ve zararlarını belirleyen, ona sansür uygulayan ya da metne müdahale eden kişi, yazarıyla, çizeriyle, yayıncısıyla, eğitimcisiyle, kütüphanecisiyle, eleştirmeniyle yetişkindir. Bu durumda çevirmenin yükümlü olduğu iki önemli şey vardır: Çözümleyicilik ve duyarlılık. Burada kastedilen, metnin erek dilde doğal bir metin olarak okunabilmesi ve özgün bir yapıtın sahip olduğu değerleri içermesi, yani yazınsal bir bütün yaratmasıdır.
Böyle bir bütünsellik içinde ulaştırılan kitaba, dolayısıyla çeviriye çocuğun yaklaşımını ele alırsak; çocuğun okuma davranışları, çeviri sürecindeki kararları da etkiler. (devamı için)
Çeviribilim