Çevirmenin Çevirmene Et(t)iği
Sabri Gürses
Cumhuriyet Kitap, Sayı: 841'de Süha Sertabiboğlu'na ait hayret uyandırıcı bir yazı yayınlandı. Hayret uyandırıcı olan şey yazıda söylenenler değil, bana göre, yayınlanmış olmasıydı. Sertabiboğlu, bazı kült kitapların çevirmeni; ilk çevirisi Dune dizisindendi, Arzu Taşçıoğlu ve Deniz Vural'ın çevirisiyle yayınlanan Dune dizisinin ilk üç kitabı çevirisiyle büyük beğeni toplamış, çevirmenlerin yayınevini sözleşme ihlali yüzünden mahkemeye vermesinin ardından dizinin daha sonraki kitaplarını da Sertabiboğlu çevirmişti; Zen ve Motorsiklet Bakım Sanatı'nın, John Ballard, İvan İllich, Kierkegaard'dan çevirilerin ardından Lawrence Norfolk'un Papanın Gergedanı adlı, cüsseli kitabını çevirdi. Çevirisi riskli kitaplar çevirdiği için çeviri hakkında bir şey söylemesi gereken çevirmenlerden yani, fakat bu yazıda, çevirilerinin yeterince incelenmemiş olmasından dolayı artık bunalmış olduğu izlenimine kapıldım ben. Yazıda öne sürdüğü birçok şeyde değil, ama bu nedenle bunalmakta, bence gerçekten haklıdır. Sertabiboğlu'nun çevirileri de incelenmelidir. Ama bu arada "Kim çevirmiş ulan bunu?" ifadesini olağanlaştıran ve Türkçe'de yapılmış bunca çeviri tartışmasının ardından Can Yücel çevirilerini "garabet" olarak niteleyen bir yazının yayınlanabilmesini kaygı verici bulmak da gerekir. Neden artık çevirmenler, iyi/kötü çevirmen ayrımı yapmayı, çevirmenleri incitmeyi mesleki öncelik sayıyorlar? Yazıda yazılmış olanlar üzerine çok şey söylemek istemiyorum, sadece Türk okurunun okuma zevkinin kötü çevirmenler yüzünden Türk edebiyatına mahkum kaldığı düşüncesi karşısında dudağımın uçukladığını söyleyeceğim: Türk edebiyatının mahkum kalınacak kadar kötü bir edebiyat olmaması bir yana, ekonomi ve ticaret bilgisinden uzak, tuhaf bir ifade bu; çevirmenler yayınevlerinden bağımsız sermayeleriyle kitap yayınlayıp dağıtmaya ne zaman başladı? Aldığınız araba kaza yapınca, onun tasarımcı ya da mühendisini mi suçluyorsunuz?
Çeviri ve Çevirmenlik Üzerine Tezler / Süha Sertabiboğlu
Çeviri bize dünyayı gösteren bir pencereye, çevirmense bu pencerenin camına benzetilebilir. Çevirmen kötü bir kitabı iyi hale getiremez, fakat iyi bir kitabı berbat edebilir. Ben kötü çevirilerden illallah demiş bir okurum ve satın aldığım her üç yabancı kökenli kitaptan ikisinin kötü çeviri çıktığını söylesem hiç abartmış olmam. Bu yüzden, çeviri kitap satın almaktan korkar oldum diyebilirim. Kitabı kimin çevirdiğine mutlaka bakıyorum ve güvenebileceğim bir çevirmen değilse kaçınıyorum. (devamı için..)
Çeviribilim