Çeviribilim

20 Mart 2006

Yeniden Yazılan Çeviriler

Sabri Gürses Milliyet Sanat dergisinin, Mart 2006 sayısında, Cem Erciyes'in Elif Şafak'la son romanı üzerine yaptığı bir söyleşi yer alıyor. Söyleşi, kitap yayımlanmadan kısa süre önce yapılmış. Söyleşinin girişinde Erciyes şunları yazıyor (abç):

"Bir süredir Elif Şafak'ın Ermeniler'i konu alan bir roman yazdığı konuşuluyordu. Hakikaten öyleymiş. Bir önceki romanı 'Araf' gibi İngilizce yazılıp, ardından Türkçeye çevrilen bu romanın adı 'Baba ve Piç'. Bu kez Elif Şafak, Aslı Biçen'in yaptığı çevirinin üzerinden geçip neredeyse kitabı yeniden yazmış; bunun etkisini hemen hissediyorsunuz..."
Söyleşide çeviri süreci üzerine ayrıntılar yer almıyor. Bu durumda insanda hayret duygusu uyanıyor: Kitap İngilizce yayımından önce Türkçe olarak yayımlandı. Burada Erciyes'in ifadesine göre, Türkçe metin İngilizce metinden farklı, Türkçe metin İngilizce yazılmış olan (özgün) metnin çevirisi değil, bir yeniden yazımı. Bu durumda iki özgün metin oluşuyor: peki hangisi asıl başvuru kaynağı olarak alınacak? İki metin arasındaki farklar ne olarak sınıflandırılacak? Aslında bu karmaşık durumun edebiyat tarihinde başka örnekleri de var. Başka dilde yazdığı kitapları anadiline çevrilen yazarların en ünlüsü Vladimir Nabokov. Nabokov, Amerika'da tanınmak istediği zaman, önce Rusça olarak yazdığı kitapları İngilizceye çeviriyor, daha sonra uzun yıllar İngilizce yazıyor. Ardından İngilizce yazdığı kitapların bazılarını (örneğin Lolita'yı) anadili Rusçaya çeviriyor. Fakat Lolita'nın Rusça'da Nabokov'unkinden başka çevirileri de var. Nabokov'un Rusça'ya yapılan çevirileri arasında en ilginci, kendisinin İngilizce'ye çevirdiği Eugene Onegin (Yevgeni Onegin) için yazdığı dev şerhin Rusça'ya çevrilmiş olması (ikinci resim). Neyse ki Rus çevirmenler şerhi çevirirken, Puşkin'in bu ünlü şiir-romanını, Nabokov'un İngilizceye yaptığı çeviriden çevirmemiş, aslından aktarmışlar. Baba ve Piç çevirisi, Nabokov'un kendi İngilizce çevirmenleriyle yaşadığı ilginç ilişkiyi düşündürüyor. Rusça'da Dar adını taşıyan romanın The Gift olarak İngilizceye çevrilmesi sırasında yaşanan süreci çevirmen Michael Scammell, The Servile Path (Translating Vladimir Nabokov) [Sadık Yol (V. Nabokov'u Çevirmek)] başlıklı bir yazıda anlatmış: genel olarak yorucu bir süreç olarak nitelendiriyor. The Gift'te çevirmenin adı şu şekilde anılıyor: "Michael Scammell tarafından Rusça'dan yazarın işbirliğiyle Michael Scammell tarafından çevrilmiştir." Nabokov daha sonra, kitaplarını oğlu Dimitri Nabokov'a çevirtmeyi yeğlemiş.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter