Çeviribilim

10 Mart 2006

Rusça Edebiyat Çevirmeni: Kanşaubiy Miziyev

Sabri Gürses Rusça çevirmen Kanşaubiy Miziyev, 7 Mart 2006 günü Okan Üniversitesi’nde Rusça çevirmenliği üzerine bir konuşma yaptı. Çevirmen Miziyev’in adı ilk olarak Ahmet Necdet’le birlikte yaptığı Yevgeni Onegin çevirisiyle duyulmuştu. Puşkin’in ünlü şiir-romanı Yevgeni Onegin, 2003 yılında iki çeviriyle yayımlanmış, Azer Yaran’a ait çevirinin mi, yoksa Ahmet Necdet-Kanşaubiy Miziyev’e ait çevirinin mi daha başarılı olduğu konusunda tartışmalar yapılmış, Necdet-Miziyev çevirisi çeviri ödülü almıştı. Konuşmasına Türkiye’ye ilk kez 1972 yılında, Aliağa Tesisleri’nde staj görmek üzere geldiğini belirterek başlayan Kanşaubiy Miziev, o dönemde Rusça bilenler arasında yeterince ilişki olmadığını, bugünse durumun büyük ölçüde değişmiş olduğunu belirtti. “Rus şiirinin önemi dünyada bellidir. Ancak ve ancak yeni kurumuş ülkelerde çevirisi yoktur. Türkiye de Rus şiirini ilk okuyan ülkelerden biridir” diyen Miziyev, “Lermontov’un Yelken adlı şiirini Ahmet Necdet’le çevirdikleri sırada şiirin 1898 yılına ait bir çevirisiyle karşılaştıklarını, bunu da yayınladıklarını söyledi. Şiirin üçüncü dilden çevrilemeyeceği görüşünü öne süren Miziyev, böyle bir durumda hatanın kim tarafından yapıldığının belli olmayacağını söyledi. “Az kullanılan dillerden çeviri yapıldığında bu yola başvurulabilir, ama yan yana yaşayan ülkelerin şiirlerini üçüncü dillerden çevirmek anlamlı değildir.” “Şiir orijinal dilinden çevrilmelidir. Bu mümkün müdür? Bunu ortam belirler. Türkçeden Rusçaya çeviriler azdır. Bana Rus asıllısınız, niye Rusçaya çeviri yapmıyorsunuz, mesleğimizi elimizden alıyorsunuz diyorlar. Ama ben Rusya’dayken Rusçaya çeviriyordum. Rusya’da ilk Türk filmini Rusçaya ben çevirdim. Türkiye’ye gelince Türkçeye çevirmeye başladık. Kolektif çevirinin daha doğru olduğuna inanıyorum. Sözgelimi Pasternak dahi bir şairdir. Türkçe’de zayıf bir kitabı, Doktor Jivago’yla tanınıyor. Oysa başka birçok eseri, özellikle Rusya’da çevirmenliği önemlidir.” Şair ve çevirmen Ahmet Necdet’le birlikte çalışmalar yaptıklarına değinen Miziyev, birlikte yaptıkları Onegin çalışması için Ahmet Necdet’i iki yıl boyunca ikna etmeye çalıştığını söyledi. “Uzun süren bir çalışma oldu, çünkü ben iş nedeniyle çok fazla yurtdışı seyahat yapıyordum ve gittiğim yerlerde, otel odalarında çeviriyordun Onegin’i. .. Çalışma yöntemimiz şöyleydi: ben düz çeviri yapıp veriyordum, Ahmet Necdet şiirleştiriyordu, sonra birlikte oturup çeviriyi elden geçiriyorduk. .. Bu şekilde çalışınca kontrol eden biri olmuş oluyor. Ben, şurası olmadı diyorum, şu kafiyeyi yok etmemek gerektiğini tartışıyoruz .. müzik olmalı, hece sayısı tutmalı, anlam olmalı. Şair kuşkusuz anlam için yaratıyor, bu üç öğe de bulunmalıdır. .. Sıradan bir çevirmenin bunu yapması mümkün değildir. Nasıl sıradan? O dönem tarihini bilmek lazım, balecileri bilmek lazım, Puşkin’in düşüncesini, aşklarını bilmek lazım, dönemin nakliye sistemini bilmek lazım. Şu andaki Rusya’yı bilen bir çevirmen Onegin’i çeviremez, o dönemi bilmesi lazım. .. Nabokov, çeviride büyük yardımcı oldu. Nabokov 1000 sayfaya yakın bir Onegin incelemesi yapmıştır. Onegin çevirirken bizim yaptığımıza benzer bir düşünceyle yola çıkmıştır. Ona göre bir şiiri yüzde 100 çevirmek mümkün değlidir. Nabokov da İngilizceye çevirdi ama düzyazıyla çevirdi, tabii biz Nabokov’un yapamadığını yaptık demek istemiyorum.” “Genç çevirmenlere tavsiyem, Nabokov gibi her esere 10 yıllarını vermeleri değil, ama çeviriye bilimsel olarak yaklaşmaktır. Ben genç yaşta Onegin’i çevirmeye başladım, yarıda bıraktım, hazırlıklı değildim tabii. .. Son yıllarda Rus şiirini Türkçeye kazandırmak yolunda önemli adımlar atıldı. 300-60’lı yıllarda Rus edebiyatı büyük ilgi görüyordu, ama daha çok düzyşazıyla. Puşkin düzyazılarıyla tanınmıştı. 70’li yıllarda ben Türkiye’ye geldiğimde Puşkin’in şair olarak tanınmadığını gördüm.” Miziyev, son zamanlarda Ataol Behramoğlu gibi Rusçayı bilen ve iyi şair olan önemli çevirmenlerin şiir çevirileri yaptığına da dikkat çektikten sonra, Ahmet Necdet’le birlikte yaptıkları şiir çevirilerinden örnekler okudu. Miziyev'in Onegin'den bir bölüm okumasının ardından, Okan Üniversitesi'nden bir Rusça öğrencisi de Onegin'den Tatyana'nın mektubu bölümünü Rusça olarak okudu (ikinci resim). Miziyev, genç çevirmenlerin Rus şiirinin Gümüş Çağı’yla ilgilenmeleri gerektiğini, bu dönemde sevecekleri şairlerle kesinlikle karşılaşacaklarını söyleyerek sözlerine son verdi. Kanşaubiy Miziyev'le yapılmış bir söyleşi için.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter