Çeviribilim

08 Şubat 2006

Almanya'da Kitap Çevirmeninin Arz ve Talebi

Deutsche Welle'den Çeviren: Sabri Gürses Alman Çevirmenler Daha İyi Ücret Davalarını Mahkemeye Taşıyor Çeviri ağır bir iş, üstelik az ödeniyor Onlar edebiyatın perişanları: çevirmenler. Fakat kısa süre önce açılmış bir davanın sonucunda, çevirmenlerin kitap satışlarından yüzde alması kararı çıktığından beri, haklarını almaya çalışıyorlar. Tartışma yayın endüstrisini kaygıya düşürdü. “Çeviriden hayatını kazanabileceğini söyleyen her kimse ya yalan söylüyor ya da profesyonel olmayan bir iş çıkartıyordur,” Almanya’nın en ünü edebiyat çevirmeni, Harry Rowohlt, Suhrkamp yayınevin eski editörü Walter Boechlich’ten böyle bir alıntı yapıyor. Rowohlt işin doğrusunu biliyor olmalı: “Winnie the Pooh,” Franck McCourt’un çoksatar özyaşamöyküsü “Angel’s Ashes,” Kurt Wonnegut’un “Timequake”ini ve çoğu Amerikan kitapları olan daha yüzlerce kitabı çevirmiş bulunuyor. Bu etkileyici listeye rağmen, Rowohlt çeviriden hayatını kazanamadığını söyledi. “Bu benim asıl mesleğim,” dedi. “Ama eğer kitap okuma günlerine katılmasam, ya da bir televizyon şovunda evsiz birini canlandırmasam, çevirmen olmanın masrafını karşılayamazdım.” Çevirmen Harry Rowohlt, şansı kötü gitmiş olan bir TV karakterini canlandırdığı öteki hayatında. İtalyan yazar Umberto Eco’nun çevirmeni olan Burkhart Kroeber, çevirmenlerin ne kadar çok, yani az aldıkları konusunda somut rakamlar sundu. Sayfa başına 14 ve 22 euro alıyorlar ($16.8 ila $26.5). Kroeber’in kendisi ayda 100 sayfadan fazla çeviremiyor, bu da ona toplamda 1,400 ila 2,200 euro sağlıyor. Buna ek olarak, bazen net satışlardan pay alabiliyor, ama bu minimum dizeyde ve sadece baskı çok büyük rakamlarda olursa gerçekleşiyor. Onun kazancı mesleğe yeni giren birinin kazancı değil: 30 yıldır bu işi yapıyor. Kazancını Üçe Katla Verdi sendikasının bir parçası olan, Almanca Çevirmenleri Birliği’nden (VdÜ) Gerlinde Schermer-Rauwolf, bu ücretin üç katını talep ediyor. Bunun hemen ertesi gün olması gerekmez, diyor. Ama yakın bir gelecekte önemli bir artış olmasını umuyor. Ona göre, çevirmen gelirinin üç dayanağı olmalı. Birincisi, sayfa başına fiyat artırılmalı. İkincisi, çeviri eserin her kopyası için genel bir telif hakkı sistemi oluşturulmalı ve üçüncüsü, çevirmenin kitabın karton kapak olarak ya da kaset olarak yayınlanması durumunda kazanç sağlayacağı bir ek haklar sistemi uygulanmalı. Çevirmenler kitap kârından daha büyük pay istiyor 2002 yılında, federal hükümet aralarında çevirmenlerin de bulunduğu, farklı bazı gruplara adil ücret verilmesini sağlayacak yayın hakkı düzenlemeleri hazırladı. Fakat “adillik” hiç kesin olarak tanımlanmadı, çünkü o sırada, yayıncılar çevirmenlerle uzlaşmayı vaat etti. Ama Kroeber’e göre, bu da daha gerçekleşmedi. “Yayınevleri bu sorunu atmak üzere tek bir adım bile atmadı çünkü yeni yayın hakkı yasası yürürlüğe girdi,” dedi. “Her şeyi reddettiler.” Dava Açıldı İddialarının sınırlayıcı kanunlara bağlı olarak ortadan kalkmadığını söyleyen bazı çevirmenler, dava açtı. Yargıçların önüne gelen on iki davanın bazısında, ilk kararlar verilmiş durumda. Yargıçlar mevcut yıllık sayfa başı fiyat olan 18 euro’yu onayladı, ama net telif haklarını göz önünde bulundurarak, mahkeme çevirmenlere fazladan yüzde iki ve ek haklardan sağlanacak kazançlara bağlı olarak azami yüzde 25 verdi. Kararlar çevirmenler için bir zafer, ama yayıncıların hoşuna gitmiyor. Bunun sonucu daha az çeviri mi? “Buna verilen tepki yayıncıların çeviriden kaçınıyor olması,” dedi, Alman Kitap Fuarlar Birliği’nin hukuki danışmanı olan Christian Sprang. “2002 yılında yayın hakkı yasasının yürürlüğe girmesinden bu yana, çeviri eserlerin 9,000’den 5,500’e düştüğüne tanık olduk.” Eğer çevirmenler daha fazla para alırsa, raflarda daha az çeviri kitap mı olacak? Sprang çevirmen ücretleri çekişmesine piyasa açısından bakıyor. Eğer sayfa başı ücret ona göre çok düşükse, bir çevirmeni çeviri yapmaya zorlayamazsınız, diyor. Diğer yandan, çok ünlü yazarlar için aşırı yüksek ücretler de kabul edilebilir, diyor. “Bu dünyada sadece tek bir Dan Brown, John Grisham ve Joanne Rowling var,” diyor. “Ama sadece Almanya’da bu yapıtları çevirebilecek olan birkaç bin çevirmen var. Arz ve talep fiyatı belirler.” Eğer Harry Rowohlt’un dediği olsaydı, yayıncılar daha fazla nitelikli edebiyat yayınlardı. Bu da gelirleri artırmak üzere, yurtdışından daha az bayağı eserler ithal etmek ve Almanya’dan iyi edebiyat ihraç etmek demek oluyor.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter