Çeviribilim

03 Ocak 2006

"Maksimumyeniyıllar"

Sabri Gürses Orhan Veli, 1951 tarihli bir yazısında* şöyle diyor:

“Şiirin tercümesinin imkânsız bir nesne olduğu muhakkak. Sanatkârın, ne pahasına olursa olsun, derdini anlatmak ihtiyacıyle çırpındığı da malûm. Türk münevverinin hali kezâ, o derece malûm. Şu halde bir Türk şairi eserini başka bir efkârı umumiyeye, dünya karinin hükmüne nasıl arzedecek? Herhalde başka dilde yazarak değil. Ama nasıl? Türk şairleri, bütün milletlerin, bilhassa küçük milletlerin şairleri gibi, bir dil meselesi karşısında. Dilini büyük medeniyetlerin dilleri seviyesine çıkarmadıkça; onu, aşağı yukarı, milletlerarası bir dil haline getirmeye çalışmadıkça, dünya efkârı umumiyesinden hiçbir şey beklemiyecek, böylece ölüme mahkûm kalacaktır. Bu hakikat onun dil dâvasındaki önemini belli etmekten başka, bir de dilin şiirdeki yerinin ne olduğunu göstermesi bakımından ehemmiyetli. Kimi dostlar, şiirin başka şey, dilin başka şey olduğunu sanıyorlar. İçlerinde ‘canım sen Türkçesine bakma, şiire bak’ diyenlere bile rasladım. Türkçeyi bilmeden, hem de en iyi bilmeden, nasıl şiir yazılır, anlamıyorum.”
Şimdi yıl 2006. Birkaç gün önce sokaklar, evler süslendi, yeni yılı karşıladık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Taksim semtini süslemiş, daha doğrusu bir bankayla anlaşma yapmış, bankanın “Maximum” adlı kredi kartı tanıtımıyla birlikte kendi yeni yıl dileklerini iletmiş. Taksim semtinin adıyla oyun yapılmasına, özel dergi ya da işyeri adı olarak Taxim’e dönüştürülmesine alıştık, ama kamuya ait olan bir belediyenin buna destek vermesini anlamak zor. Ağaçlardan sarkıtılmış “Maximum/Büyükşehir Belediyesi” kartonlarının bir belediyenin yeni yıl sevincini belli etmedeki güçsüzlüğünü işaret etmesi bir yana, bir belediyenin dört bir yana imlası, ifadesi yanlış “maksimumyeniyıl” garibesini yaymaya hakkı var mıdır? Bir belediye yönetim bölgesinde dili bozucu, üzücü ifadeleri yaygınlaştırabilir mi? Nişantaşı’nda da Şişli Belediyesi bir başka bankayla anlaşma yapmış, fakat yeni yıla dair dileklerini bankayla birlikte dile getirmemiş. Ama aynı şey bir bakıma burada da geçerli: belediye dil encümeni bu tür ifadeleri “Bonus kelimesinin Türkçeye tercümesi imkânsız bir nesnedir. Başka dilde yazarak anlaşmamız lâzım” diyerek mi savunacak? Hal böyleyken çevirmen maximum’a, bonus’a ve bilumum kelimeye karşılık bulmazsa ne olacak, editör “maksimum gayretle kazığı yerine çaktı” gibi bir cümleyi neye dayanarak düzeltecek? Üzgünüm Orhan Veli, özelle kamusalın iç içe girdiği yerde, Türkçesine bakmaya vakit yok, zaten bu Word olmasa imla denetimi de yapmaz, kelime önermezdik. Türk yazarı, çevirmeni de bir zahmet başka dilde yazsın, çevirsin. * “Konferans,” Varlık, 1 Nisan 1951.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter