"Maksimumyeniyıllar"
Sabri Gürses
Orhan Veli, 1951 tarihli bir yazısında* şöyle diyor:
“Şiirin tercümesinin imkânsız bir nesne olduğu muhakkak. Sanatkârın, ne pahasına olursa olsun, derdini anlatmak ihtiyacıyle çırpındığı da malûm. Türk münevverinin hali kezâ, o derece malûm. Şu halde bir Türk şairi eserini başka bir efkârı umumiyeye, dünya karinin hükmüne nasıl arzedecek? Herhalde başka dilde yazarak değil. Ama nasıl? Türk şairleri, bütün milletlerin, bilhassa küçük milletlerin şairleri gibi, bir dil meselesi karşısında. Dilini büyük medeniyetlerin dilleri seviyesine çıkarmadıkça; onu, aşağı yukarı, milletlerarası bir dil haline getirmeye çalışmadıkça, dünya efkârı umumiyesinden hiçbir şey beklemiyecek, böylece ölüme mahkûm kalacaktır. Bu hakikat onun dil dâvasındaki önemini belli etmekten başka, bir de dilin şiirdeki yerinin ne olduğunu göstermesi bakımından ehemmiyetli. Kimi dostlar, şiirin başka şey, dilin başka şey olduğunu sanıyorlar. İçlerinde ‘canım sen Türkçesine bakma, şiire bak’ diyenlere bile rasladım. Türkçeyi bilmeden, hem de en iyi bilmeden, nasıl şiir yazılır, anlamıyorum.”Şimdi yıl 2006. Birkaç gün önce sokaklar, evler süslendi, yeni yılı karşıladık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Taksim semtini süslemiş, daha doğrusu bir bankayla anlaşma yapmış, bankanın “Maximum” adlı kredi kartı tanıtımıyla birlikte kendi yeni yıl dileklerini iletmiş. Taksim semtinin adıyla oyun yapılmasına, özel dergi ya da işyeri adı olarak Taxim’e dönüştürülmesine alıştık, ama kamuya ait olan bir belediyenin buna destek vermesini anlamak zor. Ağaçlardan sarkıtılmış “Maximum/Büyükşehir Belediyesi” kartonlarının bir belediyenin yeni yıl sevincini belli etmedeki güçsüzlüğünü işaret etmesi bir yana, bir belediyenin dört bir yana imlası, ifadesi yanlış “maksimumyeniyıl” garibesini yaymaya hakkı var mıdır? Bir belediye yönetim bölgesinde dili bozucu, üzücü ifadeleri yaygınlaştırabilir mi?

Çeviribilim