Çevirmen Nilgün Marmara
Sabri Gürses
Nilgün Marmara, 19 yıl önce Ekim 1987'de, 29 yaşında intihar ettikten sonra derlenen şiir ve yazılarıyla 90'ların şiirini belli ölçüde etkiledi. Daktiloya Çekilen Şiirler'in değişik bir şiir dili vardı; Türk şiir geleneğinin dışında, İkinci Yeni'ye bile uzak duran bir dili vardı. Bu dilin özellikleri üzerine bir inceleme yapılmadı, o yüzden kesin bir şey söylemek zor, fakat Marmara'nın aynı zamanda şiir çevirmeni olduğunu, Sylvia Plath şiiri çevirileri (ve Plath şiiri üzerine bir tez) yapmış olduğunu hatırlamak ilginç sorular doğuruyor. Belki de Marmara'nın şiir dili çeviri şiir dili denebilecek özellikler barındırıyordu, belki çevirdiği dilin şiirsel özelliklerini benimsemişti? Roman çevirilerinin yerli roman yazarlığını beslediği apaçık görünen bir gerçekken, şiir çevirilerinin şiir yazarlığını beslediği üzerinde de durmak gerekli belki.
"GERİYE DÖNÜŞSÜZ
Her yüz kabulü parçalanmayı çağıran eliaçıklık, ama,
Yüzüm yanındadır seninkinin, sırlı camın değerbilirliğinde,
İmgeleriz birbirimizi içsel yakarıyla, bilirim.
Sakınmayla ertelediğimiz, gecikmiş an,
Kurtulsun dilerim kuşkudan; sorusundan gerçek mi, gerçek mi?
Budur çünkü kesen elleri, göğümüzü şaşırtan,
Alıkoyan yağmur kokan otlardan bedenlerimizi.
Budur sorgulayan özdeş isteklerimizi, bağlansın mı, bağlansın mı bebekliğe?
İçinden geçmeyi seçerken bir durallığın,
Ürkünç devinimine zincirlenme korkusu; o esriten kızıl değişimin.
Şimdi gözyaşı ve endişe küplerini gizliyor aşk, kanadında.
Bilemediğimiz ayin, şarkılarını bekletiyor dil için!
Kaçtığımız her kare duvarına ekleniyor
yuvarlak avlunun, üçgenleri yok ederek sonunda tutsak edileceğimiz!
Nisan, 1980, Nilgün Marmara"
Çeviribilim