Çeviribilim

08 Aralık 2005

ÇEFOR - 8 Aralık 2005, II. ve III. Oturum

Oktay Ertan II. Oturum: Mesleki Örgütlenme Girişimleri II Doç. Dr. Alev Bulut'un başkanlığındaki 2. oturumda farklı alanlardan çevirmenlerin meslekleşme süreçleri ele alındı. Birleşik Konferans Tercümanları Derneği adına Yiğit Bener ve Kitap Çevirmenleri Girişimi adına Feryal Halatçı söz aldılar. Dublaj ve Alt Yazı Çevirmenleri Girişimini adına katılması beklenen Hasan Paşalı ise foruma katılamadı.

( Feryal Halatçı, Alev Bulut, Yiğit Bener )
Yiğit Bener BKTD'nin kısa bir tarihçesini sundu. Konferans çevirmenlerinin sayıca az olduklarını, ancak geçmişte yaşanan bazı ikiliklerin meslektaşlarına yarar sağlamadığını ve toparlayıcı bir çatının gerekli olduğunun zamanla anlaşıldığını ifade etti. Derneğin işleyişi hakkında bazı bilgiler verdikten sonra farklı görevler üstlenmiş çeşitli kurulları ve onların işlevlerini değerlendirdi. Mevcut üye sayısının 70 civarı olduğunu söyleyen Bener, üye olmayan kişilerle birlikte Türkiye'de konferans çevirmenliği yapan kişi sayısının 100'ü geçmediğini, ancak AB müzakere süreci çerçevesinde bu ihtiyacın hızla artabileceğini sözlerine ekledi. Bu noktada Yiğit Bener'in üzerinde durduğu konu meslek içi eğitim; Bener, dernek olarak, üniversitelerle işbirliği içinde olduklarını ve deneyimli meslektaşlarının tecrübelerinin genç meslektaşlara aktarılmasının önemli olduğunu, ancak bu tecrübeleri aktaran deneyimli meslektaşlarının da gerekli formasyona sahip olmalarının öneminin farkında olduğunu belirtti. Bener, adı ne olursa olsun mesleki bir toplulukta alınan kararların oy çokluğuna değil, oy birliğine dayanması gerektiğini, bir üyenin rahatsızlığının bile alınan herhangi bir kararı şüpheli bir hale getirebileceğini; bu nedenle topluluk içi mutabakatın önemli olduğunu belirtti. Mevcut örgütlenmelerinin yeterli olduğunu belirten Bener, pratik bakımından diğer çevirmenlerden farklı olduklarını, ortak payda bulmalarının zorluğundan dolayı başka bir örgüt çatısı altına girmelerinin mümkün olmadığını savundu. Feryal Halatçı KÇG'nin ortaya çıkışını ve bugüne kadar yaptıkları bazı çalışmaları özetledi. Buna göre, 2003 yılında bir e-posta grubu olarak başlayan girişim, günümüzde 490 üyesi bulunan, farklı illerdeki üyelerinin çeşitli toplantılarla biraraya geldiği ve atölye çalışmalarıyla genç çevirmenlerin deneyim kazanmasına olanak veren bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Meslek Birliği kurma aşamasına gelen girişimin, sorunları ortak veya birbirine çok benzeyen insanlardan oluştuğunu ve şu ana dek çoğunlukla e-posta yoluyla iletişim kuran kitap çevirmenlerinin, bundan sonra tüzel kişilik olarak varlıklarını sürdürmelerinin gerekli hale geldiğini belirten Halatçı, bu sayede üyelerin haklarının daha iyi korunabileceğini, yayınevleriye iletişim kurabilecek bir üst muhatabın oluşacağını ve gerektiğinde ücret tarifesi belirleyebilecek toparlayıcı bir kurumun ortaya çıkabileceğini belirtti. Halatçı, girişimin yayınevlerine, çevirmenlere ve okurlara olmak üzere çağrı metinleri hazırladığını ve bu metinlerin gerekli ilgiyi uyandırdığını, son olarak TÜYAP'ta açılan standın bu iletişimi güçlendirdiğini ifade etti. Tip sözleşmelerin yayınevleri tarafından artık kabul edilmeye başlandığını belirten Halatçı, mevcut durumda iyileşmelerin yaşanabileceğini sözlerine ekledi. Kurulması tasarlanan meslek birliğinin tüm kitap çevirmenlerine açık olduğunu ve kitap türleri konusunda bir ayrım yapılmadığını belirten Halatçı, kitap çevirmenlerinin işveren muhataplarının yayınevleri olduğunu, ancak teknik çevirmenler, konferans çevirmenleri, dublaj çevirmenleri gibi farklı çeviri gruplarının farklı sorunları, işverenleri ve tartışmaları olacağını, bu nedenle de kendi içlerinde bir örgütlenmenin daha yararlı olduğunu dile getirdi. Halatçı, aksi bir durumda temsil konusunda çeşitli sıkıntıların yaşanabileceğini ve bu sorunların, girişimin asıl kitlesi olan kitap çevirmenlerinin gündemini arka plana atabileceğini vurguladı. Konuşmasının bir bölümünde Halatçı, meslek topluluklarında sayıdan çok üyelerin gönüllü katılımının önemli olduğunu ve sorumluluk almanın etkinlik ve işlerliği hızlandırdığını ifade etti. III. Oturum: Mesleki Örgütlenmenin Hukuksal Boyutu Doç. Dr. Sakine Eruz'un başkanlığındaki 3. oturumda çevirmenlerin mesleki örgütlenme süreci ele alındı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Doç. Dr. Aslan Kaya, avukat ve hukuk çevirmeni Turgut Ağar ve BESAM'dan avukat Sabri Kuşkonmaz konu hakkında merak edilen konulara açıklık getirmeye çalıştılar. Mesleki örgütlenmenin üzerinde durulması gereken, ancak konunun uzmanlarına danışılmadan fikir yürütmenin zor olduğu hukuksal alanda yapılan açıklamalar ve adı geçen hukukçuların konuyu farklı bakımlardan değerlendirmeleri konuya zenginlik kattı.
( Sabri Kuşkonmaz, Turgut Ağar, Sakine Eruz, Aslan Kaya )
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hakkında açıklamalar yapan Aslan Kaya, kanun kapsamına göre çevirilerin işleme eser olarak değerlendirildiğini ifade etti. Kaya, kanunun yorumlanmasına yönelik çişitli açıklamalarda bulunurken bazı terimlerin hukuksal tartışmalara neden olabileceğini ekledi. Üzerinde durduğu önemli bir nokta çeviri eserin, yine aynı kanun tarafından korunan ve telif hakkı bulunan bir eserden yapılmış olmasının gerekliliğiydi. Kaya, bir ürünün Fikir ve Sanat Eserleri kanununa dahil olabilmesi için çeşitli formlardan birinde olması gerektiğini ifade etti ve bu formların kanun nezdinde fikir ürünü, müzik ürünü, sinema ürünü veya plastik sanat ürünü olmasının bir önkoşul olduğunu belirtti. Kaya, günümüz koşullarına cevap vermekte yetersiz kalan kanunun bazı ekleme ve düzeltmelere ihtiyacı olduğunu belirtti.
Sabri Kuşkonmaz konuşmasını meslek birliği üzerine odakladı. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hakkında kısa bir açıklamada bulunan Kuşkonmaz, çevirmenlerin de içinde bulunduğu işleme eser sahiplerinin, 2002 yılında yapılan bir eklemeyle Meslek Birliği kurma hakkı kazandıklarını, ancak ancak arada geçen 3 yıllık sürede çevirmenler tarafından bu doğrultuda somut bir adım atılmadığını ve bu durumu şaşırtıcı bulduğunu belirtti. Ayrıca, meslek birliğinin mali yetkilerinin önemli olduğunu vurgulayan Kuşkonmaz, sağlıklı bir işleyişin sadece mali sorunların çözülmesiylesağlanamayacağını, işlerin yürütülmesi konusunda kurulların yetki ve sorumluluklarının açık bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Oturum başkanı Sakine Eruz'un uzmanlık alanı çevirilerinin de eser kapsamına alınıp alınmadığı sorusu üzerine Kuşkonmaz, kanunda yer alan eser sözcüğünün, bir bakıma, yoruma açık olduğunu ancak böyle bir kapsamın zor olabileceğini düşündüğünü belirtti. Turgut Ağar, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na kısaca değindikten sonra olası bir meslek birliğinin yetkilerinin kısıtlı olabileceğini, kanunda eksikler olduğunu ve birliğe daha fazla yetki verilmesi gerektiğine inandığını ifade etti. Ağar, geniş tabanlı ve iyi örgütlenmiş bir baskıyla kanunda gerekli değişikliklerin yapılabileceğini, ancak Türkiye'de, genel anlamda, sivil toplum kuruluşlarının fazla etkin olamadığını belirtti. Yurtdışından verdiği örneklerle bu yetersizliğin gerek sivil toplum kuruluşlarının üye sayısından, gerekse aktif katılım yetersizliğinden kaynaklandığını belirten Ağar, olası bir meslek birliğinin geniş katılımlı olması gerektiğini savundu. Ağar, mütercim-tercümanlık bölümlerinde verilen eğitimin uygulama ve alan seçimiyle daha fazla ilişkilendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini ifade etti ve çeşitli önerilerde bulundu. Konuşmacıların üçü de ilgili kanunun güncellemelere ihtiyacı olduğunu, bu ihtiyacın ise kanunun ithalinden kaynaklandığını belirttiler.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter