Çeviribilim

03 Kasım 2005

Çilekli Bayramlar

Sabri Gürses Bir paketten yola çıkarak kronik çeviri sorunları saptanabilir mi? Neden olmasın. Deliziya Gıda Mamulleri Ltd. Şti.'nin ithal ettiği mısır gevreklerinin paketi iyi bir örnek olabilir. Paketin, alıcıya doğrudan görünen iki büyük yüzeyinde her şey var: Alman üretici almanca tanıtım sözlerinin ortasına "Flakes&Fruit" yazmış, "Erdbeer" ve "Cornflakes" de birbirlerinin çevirileri olarak yer alıyor. Tadı hiç de fena olmayan bu mısır gevreği, Türkiye'ye geldiğinde buna eklenen tek şey, baskıda kolaylık olsun diye seçilen beyaz bölgeye yazılmış tuhaf bir yazı: "Çilekli Cornflakes." Paketin yan tarafında yer alan içeriklerin, türkçe de dahil 14 dile çevrilmiş olmasına bakılırsa, Avrupa ve Balkanlara dağıtılıyor bu mısır gevreği. Açılmak üzere hazırlanmış üst kısmında yine 14 dilin arasında türkçe olarak "imalattarihi:son kullanma tarihi" yazıyor. Yine aynı kısımda 13 dilde "serin bir yerde saklayınız" yazarken türkçe olarak böyle bir yazı yok. Son olarak, paketin, gevreği ithal eden ülkeler ve temsilciliklerin açık adreslerinin yer aldığı yan tarafında türkiye'deki firmanın adı ve adresi türkçe olarak yazılmış, fakat diğer dillerde çevirisi bulunan "Almanya'da yapılmıştır" yazısının türkçe çevirisi yok. Önce, bu paketteki çeviri sorununu türkçeye yetersiz çeviri yapılması, (ingilizce yazılarla) gevreğin Amerika kökenine ve (almanca yazılarla da) Avrupa kökenine yönelik göndermelerin yeterli sanılması olduğunu düşünüyordum. Fakat bu sorun genel bir pazarlama tavrı da olabilir, Balkan ülkelerine ve Rusya'ya da aynı yaklaşımla, yani beyaz bölgeye "çilekli cornflakes"in bu dillerdeki karşılığı konularak ithal edilmiş olabilir. O zaman çok daha kronik bir çeviri sorunu sözkonusu sayılmaz mı; yani üretici şirketin amblemiyle dilinin bütünleşik şeyler olduğu, çevrilemez olduğu düşünülebilir mi?

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<
Powered by Inttranews, specialized multilingual news service for interpreters, translators and 

linguists

peter