Çeviribilim

21 Ekim 2005

Bahtin ve Rabelais'yi çevirmek

Sabri Gürses Türkçede biri İngilizceden yapılıp yayımlanmış, diğeri Rusçadan yapılıp bir türlü yayımlanamamış, iki çevirisi bulunan "François Rabelais'nin Yapıtı ve Ortaçağ ve Rönesans Halk Kültürü" adlı kitabında, Mihail Bahtin, kitap boyunca alıntıladığı, Lubimov'a ait Gargantua ve Pantagruel çevirisi çerçevesinde şu sözleri söylüyor: "Bitirirken N. M. Lubimov’un çevirisiyle ilgili birkaç şey söylemek istiyoruz. Bu çevirinin günışığına çıkışı büyük önem taşıyan bir olaydır. Rus okurlarının ilk kez Rabelais okudukları, ilk kez onun gülmecesini duydukları söylenebilir. Bizde Rabelais çevirisi daha XVIII. yüzyılda başlamış bile olsa, özünde ancak seçmeler çevrilmiş, Rabelaisci dilin ve üslubun zenginliğinin kendine özgülüğüyse yaklaşık olarak bile verilememiştir. Bu iş oldukça zordur. Rabelais’nin başka dillere çevrilemezliği bile söylenegelmiştir (bizde bu görüşü A. N. Veselovski öne sürmüştür). Bu yüzden dünya edebiyatının bütün klasikleri arasından, bir tek Rabelais Rus kültürüne girmemiş, onun tarafından organik olarak (Shakespeare’in, Cervantes’in vd. benimsendiği gibi) benimsenmemiştir. Ve bu oldukça önemli bir boşluktur, çünkü Rabelais aracılığıyla halk gülmece kültürünün devasa dünyası açılmaktadır. Ve N. M. Lubimov’un hayret uyandıran, neredeyse tamamlanmış çevirisi sayesinde Rabelais Rusça konuştu, bütün o kendi yinelenmez Rabelaisci yakınlığı ve kendiliğindenliğiyle, gülünç imgeleminin bütün ölçülemezliği ve derinliğiyle konuştu. Bu olayın önemini abartmak diye bir şey söz konusu olamaz.” (Birinci bölümün son paragrafı.) Sanki Bahtin, burada, Sabahattin Eyüboğlu'nun Gargantua çevirisini övüyor! Yapıtın tamamı nı çevirmemiş de olsa, Eyüboğlu'yla Rabelais Türkçe konuştu. Rabelais'yi Can Yücel çevirmeliydi bir de, yani Eyüboğlu'yla oturup bu işi yapmalıydılar. Kimbilir, belki Sabri Esat Siyavuşgil'i de yanlarına almış, yapıyorlardır şimdi.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

peter