Atlar ve Köpekler
Oktay Ertan
Çevirmenliğin her türü baştan zor ve sorumluluk isteyen bir meslektir. Ancak iş basında çevirmenlik ise sözkonusu sorumluluk çok daha fazla oluyor.
Geçmişte çeviri tercihlerinin gündeme damgasını vurduğu ve bunların ardından sayısız tartışmaların geldiği zamanlar oldu.Galatasaray'ın eski teknik direktörü Mircea Lucescu'nun Türk diline armağan ettiği Romen atasözünü hatırlıyoruz: "Köpekler istedi diye atlar ölmez."
Herkes bu sözün anlamını uzun uzun tartıştı ancak bunun bir çeviri kararı olduğuna neredeyse hiç değinilmedi o sıralarda.Birine "İt ürür,kervan yürür." dediğinizde size "Ben it miyim?" diye çıkışmazdı ama burada birileri "Biz köpek miyiz?" diye fena halde çıkışmıştı işte. Bu tercihin kendi içerisinde haklı nedenleri vardır elbette.
Ancak sözkonusu tartışmalar ulusal basın tabanında başladığında görülüyor ki yabancı ajanslardan aktarılan haberlerin çevirisinde daha tutarlı ve dikkatli olunması gerektiği bir gerçektir.Yabancı dil (tercihen İngilizce) bilen dış haberler personelinin "doğal çevirmen" sayılması aslında çevirmenliğin meslek olarak oturmamasıyla ilgilidir.Kurum bünyesindeki çeviri işlerinin "içeriden hallediverileceği" düşüncesi bu kolaya kaçışın temel nedenlerinden biridir.Oysa dış haberlerle ilgili gündemimize yansıyan birçok tartışma çeviri kararları ile ilgiliydi.
Çeşitli AB organlarının veya temsilcilerinin raporları veya açıklamaları çeviri-haberlerin ülke gündeminde tartışmalara sıkça neden olduğu örneklerdendir.Hatta AB metinlerinin,temsilcilerinin sözleri kadar tartışılmadığını görüyoruz.
Sözleri sıkça tartışmalara neden olan kişilerden biri AB Parlamentosu Üyesi Günter Verheugen'dir.
Bana ilginç gelen durum ise yabancı dil bilen insanların bile "Acaba gerçekten ilgili kişi bunu bu şekilde mi söylemiş?" şeklinde değil,"Demek şöyle böyle söylemiş ha!" tonundan tartışmalara dahil olmaları.Bu durumun da çevirmenliğin meslek olarak değerlendirilmesindeki sorunlara ve geçmişten günümüze dek kültürümüze yansımış bulunan "çevirmenin görünmezliği" kavramına bağlı olduğunu düşünüyorum.Aktarımda nasıl olsa bir sorun yoktur çünkü,söz ağızdan çıkmış,yazıya dönüşmüştür sadece.Dış haberlerle ilgili olarak gazetelerde sadece editörlerin değil,metinlerde emeği olan herkesin isminin yazılması gerektiğini düşünüyorum. "İsimsiz çevirmen"lerin buna benzer bir uygulamayla dış haberler gündemini daha dikkatli oluşturacaklarını tahmin ediyorum.
Verheugen'in sözlerinin gündem yaratmasına bir örnek 2004'ten. Haberi ajanstan kimin çevirdiği belirtilmemiş. Çeviriyle birlikte araya yorum ve saptamalar giriyor.
Çeviribilim