Çeviribilim

08 Eylül 2006

M.E.B. Klasikleri Nerede?

19 Mart 1947 tarihinde yayımlanan 41-42 sayılı Tercüme dergisinde, Tercüme Bürosu’nun bir açıklaması ve hazırladığı bir klasikler listesi yer alıyor. Bu açıklamaya göre, 1943-7 yılları arasında, M.E.B. tarafından beş yüzü aşkın kitap yayımlanmış ve daha birçok eserin yayımlanması tasarlanıyor. Bugün, eğer şehrinizde bulabilirseniz, bir M.E.B. kitap satış merkezine gidin. Bir katalog isteyin. Büyük olasılıkla, size birkaç yıldır böyle bir katalog hazırlanmadığını söyleyecekler. Böyle bir katalogun internet üzerinde de bulunmadığını belirtecekler. M.E.B. klasiklerini görmek isteyin. Kaç tane görebildiğinizi not edin ya da bir kağıda yazın. Uzun bir liste olmayacaktır. Yayım tarihlerine bakın. Oradaki görevlilere ve kendi kendinize bir sorun, 1947 yılının yakında 50. yılını dolduracak olan 500’ü aşkın kitabı nerede, ve geçen zaman zarfında bu sayının artmış olması gerekmez mi? Bu sayı arttı elbette, bir tarihe kadar M.E.B. doğudan batıya çok sayıda dünya klasiği yayımladı. Sonra bir şey oldu ve bu klasiklerin önce bir kısmı, sonra tamamı yayımlanmaz oldu. Ne olduğu üzerinde ayrıca düşünmek gerekir, fakat önce şu soruyu sormakta zarar yok: M.E.B. Yayınevi devletin yayınevi, dolayısıyla halkın yayınevi, bu yayınevi halkın parasıyla yaptığı yatırımı istediği zaman ortadan kaldırabilir mi? Şu benzetmeler geliyor akla: Arkeoloji Müzesi’ndeki eserler bir gün ortadan kaldırılabilir mi? M.E.B. Klasikleri günümüzde M.E.B.’nın tavsiye ettiği 100 Temel Eser’e dönüştürüldü, müzelerdeki eserler de bir gün tavsiye edilen eserler haline dönüştürülebilir mi? Örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı artık bu eserleri kendi müzelerinde sergilemeyeceğini, sözgelimi Londra Milli Müzesi'ndeki lahitlerin görülmesini tavsiye ettiğini söyleyebilir mi? Ya da, M.E.B. dünya klasikleri çevirilerinin bir kısmı günümüzde özel yayınevleri tarafından yayınlanıyor, M.E.B. Yayınevi de bir gün SEKA gibi, Telekom gibi özelleştirilebilir mi? Yoksa zaten özelleştirildi mi? Buradaki yaklaşım hatalı olabilir, ücretsiz ve denetimsiz ders kitapları yayımlayan bir bakanlık, klasiklerin çevirilerinin yayımına devam etmek için bütçesinin olmadığını söyleyebilir, hatta büyük kısmı edebiyatçılar tarafından yapılmış, Tercüme Bürosu tarafından incelenmiş olan bu çevirilerin sorunlu olduğu da öne sürülebilir. Ama temeldeki soru değişmez: M.E.B. klasikleri nerede, halkın parasıyla yapılmış olan bu büyük yatırım şimdi nerede? 19 Mart 1947, M.E.B. klasikleri listesini www.ceviribilim.com adresinden indirmek için: 1947.

27 Ağustos 2006

M.E.B. Klasiklerini Halka Geri Verin

Bir zamanlar bir M.E.B. Yayınevi vardı, şimdi nerede olduğu bilinmiyor. Bir şey oldu, 80 yıllık bir birikime sahip bu yayınevi birdenbire, ders kitapları yayıncılığının özelleştirilmesi sürecinde görünmez oldu. Oysa çok canlı bir şekilde yaşadığımız 100 Temel Eser, klasik eser çevirileri tartışmalarının merkez alması gereken şeylerden biri, bu yayınevinin tarihçesiydi. Çünkü genel olarak klasiklerin, özel olarak Batı klasiklerinin çevirilerinin yerleşmesi bu yayınevi ve onun yayıncılığı çerçevesinde oldu. Günümüzde özel yayınevleri tarafından yayınlanan klasik eserlerin büyük bir kısmı, aslında bu yayınevinin yayınıydı. Peki ne oldu da, devlete, dolayısıyla halka ait bu yayınevinin yayınları özelleştirildi ve yayınevi sessiz sedasız ortadan kalktı? Bu yayınevi nasıl oluşmuştu? (Yazının devamı için www.ceviribilim.com) Aşağıda, 1955 yılı Maarif Vekaleti ya da M.E.B. Yayımları Kataloğu'nda Klasikler bölümü. Toplam 50 sayfa tutan bu listede Babil'den İspanya'ya dünyanın birçok bölgesinden klasik eserlerin çevirileri yer almaktadır. Günümüzde bu eserlerin bir kısmı özel yayınevleri tarafından yeniden yayımlanmakta, bir kısmı da sahaflarda ilgi görmeyi beklemektedir.

Çeviribilim dergisi, güncel yayınını www.ceviribilim.com adresinde yapmaktadır.

Petersburg, Andrey Belıy
LJeviren: Sabri Gürses

" Öyküsü, Ekim Devrimi öncesi Rusya'nın, 1900 başlarındaki Petersburg'unda geçen roman, bir bakıma her şeyle, devrimle de karşı-devrimle de, devrimciyle de karşı-devrimciyle de, 'katil'le de 'maktul'le de dalga geçiyor.

" Fakat hepsinden önce de, resmî, kanıksanmış, alışılmış, basmakalıp olanın üstündeki örtüyü, hastalanmış bir deriyi acımasızca koparır gibi çekip çıkarıyor... Ne kadar zavallı, ne kadar cılk bir yara gibi görünürse görünsün, altta gizlenen 'insanî'liği gösteriyor.

" Dilimize başarıyla çevrildiğini düşündüğüm Petersburg'u okumaya hazırlanan edebiyatseverleri, canlı, düşündürücü, öğretici ve yoğun bir okuma sürecinin beklediğinde kuşku yok..." Ataol Behramoğlu, Radikal Kitap

<

peter